Büyümeyi adeta reddederek kimsenin varlığından haberdar olmadığı bir adada yaşayan Peter Pan’ın hikâyesini hepimiz biliriz. Burada gerçek hayatın sorumluluklarından adeta kaçarak maceradan maceraya koşan kahramanımız, bu huyuyla size hiç hayatınızdan birini anımsatıyor mu?
Hani o ailelerin “biz gördük, çocuğumuz görmesin” düşüncesini abartıp sorumluluk duygusunu aşılamadan yetiştirdiği, bu şekilde büyüyünce de aynı ailenin, suçu yine kendisine attığı bireylerden bahsediyoruz. Bu konu özelinde rahata alışmaktan fazlası bulunuyor.
Öncelikle bu durum için aradığımız terim Puer Aeternus (ebedi ergenlik) veya Peter Pan sendromu olarak da bilinen man-child fenomeni:
Bireylerin, partnerlerinin gözünde onlara bağımlıymış gibi görünmesiyle ortaya çıkan bu sendrom; karşı taraftan sürekli bakım bekleyen, en ufak işlerde bile yardım isteyen, konfor alanının dışında kalan ve yüzde yüz yapacağına inanmadığı işleri karşıdaki kişiye bırakanlarda kendini belli ediyor.
Çocuk-adam olarak dilimize çevirebiliriz bunu. Bu durumu yaşadığından şüphe edilen kişiler, yakınındakilerin gözünde onlara ‘bağımlı’ gibi görünüyorlar. Sebebiyse az önce bahsettiğimiz gibi herhangi bir sorumluluk almayıp sürekli bakıma ve yardıma ihtiyaç duymaları olarak gösteriliyor. Bu durumda bunun karşı tarafı yıpratması da pek şaşırtıcı olmaz tabii.